11.7.05

onbir nedir?



ilk kim hatırlatmıştı bize bir başka 11 eylül'ün varlığını? kimdi bilemem ama, kulelerin dumanı hâlâ tütüyordu. şili'yi ve allende'yi hatırladık, sonra kuleleri izlemeye devam ettik. onlar artık orada olmasalar da, daha fazla anlam yüklenmiş olarak varlıklarını sürdürüyorlar. 11 deyince yine herkesin aklına düşen görüntü o. dünyayı, terörün cisimleşmiş halinin bu olduğuna inandırdılar.

hiç kanmayan ve ısrarla başka şeyleri hatırlatanlar var elbette. birileri, o güne adanmış bir filmde kulelere odaklanmayı sessizce reddedip kendi gündemlerini taşıdılar perdeye. onlardan biri olan bosnalı yönetmen danis tanovic, 11 temmuz 1995 serebrenica katliamının yıldönümü törenini gösterirken, üzerine fazladan bir söz söylemeye gerek duymamıştı. çok ve yüksek sesle konuşanların gündemi belirlediklerini bile bile, bağırmadan atılan bir çığlık. 'ah yugoslavya! güzel insanların ülkesi.'

kulelerin yıkılışını an an birbirine anlatanlar, 11 temmuz günü nerede olduklarını hatırlamıyorlar. "bütün avrupa o gün plajlardaydı."
bırakın 10 yıl öncesini, bırakın yugoslavya'yı, ortadoğu'yu, istanbul'da evimizin sağında ve solunda patlayan bombaları bile hatırlamıyoruz terör deyince. kendi ölümüzü bırakıp, komşumuzun acısını unutup onları seyretmemiz isteniyor. göstermelik konserlerini yardım sanıp duygulanmamız, boş barış lafları gevelememiz bekleniyor.

dünyaya ve insanlığa olan inancının son kırıntılarını balkan komşularının pazar yerlerinde kaybedenler, direnişçilerin sözlerinin altına imzalarını atabiliyorlar ancak:

'direniş olmadan adalet, adalet olmadan barış olmaz.!'