21.2.06

şart değil!



elindeki küçük torbayla yıllardır dünyayı dolaşan birinden sözetmişlerdi. özgürlük hissi uyandıran, aynı zamanda da korku verici olabilecek bir imge. bir yandan da, sırt çantasıyla aylar geçirirken, evde duran bütün o şeylere hiç ihtiyacı olmadan yaşayıp gittiğini farkedip şaşırıyor insan. kendini kendiyle besleyenler'deki fotoğrafı, aklımda kalan bir görüntüyü tekrarlamak üzere seçmiştim. hindistan'da insanların yardımlarıyla yaşayan saduların bütün eşyaları ince bir şilteden ve bir küçük torbadan ibarettir. diş fırçası, tarak, belki bir tas... bir sadunun uykudan uyanıp yatağını toparlamasını, torbasını ve şiltesini omuzuna asışını izlemek, eşya ile ilişki kurma dersi gibidir. aynı zamanda da, hareketin yavaşlamasının zamanı nasıl uzattığının isbatı..

eşyayı arkadaş olsun, bizi dünyaya perçinlesin diye ediniyoruz. sonra o perçinler, bizi boğan prangalara dönüşüyor. dünyaya bağlanmak için biriktirdiklerimiz gün gelip dibe çökmeyi kolaylaştıran ağırlıklar oluyor.

sevgi soysal'ın bir kitabında anlattığı hikâyeyi hatırlıyorum. evde herşeyin üstüne üstüne geldiği bir anda, yoldan geçen eskiciyi çağırır ve fazla eşyaları vermeye başlar. sonra herşey gözüne çok görünür, hemen hemen bütün eşyayı alıp götürmesini ister adamdan. adam şaşkın, yardım almak üzere gidince, dönüp almayacak, onu bu yükle başbaşa bırakacak diye endişelenir. neredeyse bütün eşya taşındıktan sonra huzur içinde koşmaya başlar. ayağına bir şey takılmadan, kapılar, arkalarındaki yığıntılardan kurtulmuş ona yol verirken koridorda bir uçtan bir uca kayar. bütün safralarından kurtulmuştur.

kapıların arkasında mutlaka birşeylerin yığılı olduğu, balkonların depo niyetine kullanılıp güneşi küstürdüğü evlerde büyüdük. ardına kadar açılabilen bir kapının nasıl ferahlık hissi yarattığını, ancak bundan sıkıntı duyanlar farkedebilir. bütün sembolik, ev/kişilik benzetmelerini bir kenara bırakıp sadece nasıl yaşıyorsan o olduğunu hatırlamak yeterli. çekmeceleri temizlemek, yatak altlarındaki kullanılmayan eşyaları atmak, balkonda sadece çiçek yetiştirmek gerek. mülkiyet duygusunun binbir suratlı bir canavar olduğunu unutmadan...

--------------------------------------------------------------------------------
not: tag bulutu, eski yazılarla bağ kurmak, benzer temaları biraraya getirmek açısından iyi fikir. hoşuma gitse de, yazılarımı kategorize edememek, içeriklerini isimlendirememek yüzünden kullanamıyorum. bu yüzden ben de kendi benzer yazılarıma göndermeler yapıyorum arada bir. bu da benim bulutum...