23.3.10

devin'e



devin, fethiye'nin karlı dağlarına, denizden esen rüzgârlarına emanet artık.. hepimiz kendi payımıza düşeni, kendi devinimizi aldık, döndük. şimdi siz oğlu deniz'in annesi için yazdıklarını okuyun.
-------------------------------------------------------------------------------------------
Hep orada olduğunu bilirdim aslında.bir şey vardı içimde olan. Yanımda da içimde de. Sokakta, arabada, okulda, odamda. Var galiba böyle bir şey. Ergenlikte, çocuklukta, bebeklikte. Tamam bebeklikte sadece yüzüne dönüp, ühea ühea ühea diye ses çıkarıyordum evet ama bunu diyorum diye kızdığını sanmıyorum.

Şimdi daha çok diyebiliyorum. Kızabiliyorum, eşyaları fırlatacak konuma kadar geliyorum. Ama zaman geliyor nasıl seviniyoruz birlikte. Sevinirken göz bebeğinde olan ışık. Bunu görmelisin aynada. Sen kendini ne kadar biliyorsan ben de biliyorum ışığı sen de farketmişsindir.

Büyüdüm kaç yaşına kadar geldim. Senin düşüncelerinin arkasında pişiyorum. Duygularımı yoğunlaştırmak istiyorum. Bu aralar zorluk çekiyorum. Ne gelirse ağzıma yazıyorum. Dediğim gibi bir şey var senden gelen içime sevgi galiba bu. Bu yaşlarda sevgi , mevgi sözcükleri çok değişik gelmeye başladı. Ergenliğe giriyorum galiba yavaştan. ‘Dur gireyim de nasılmış göreyim’ diyorum. Sonuçta kendinle dalga geçmezsen olmaz. Bu yeteneğin de senden geldiğini biliyorum.

Diyorum işte senden bir şeyler var içimde çıkmayacak. Tırnağım olsun, parmaklarım olsun, ayaklarım olsun bir şeyler var senden bir şeyler var.

Dışımda da içimde de bir şeyler var.

deniz kuzu

-------------------------------------------------------------------------------------------

not: fotoğraflarda devin, neşe ile çalışmakta ve uyku mahmurluğuyla esnemekte.. yıl 1988-89, 'daha kimse ölmemişken..'