19.9.05

'a ay'



beş yaşımdayken ölen babaannemle ilgili hatırladığım tek tük sahneden en belirgin olanı ayın ilk göründüğü günlere ait. hep hasta ve yataktaydı, bu onu ayakta hatırladığım tek an aynı zamanda. bana tutunurdu, dışarıya çıkardık, ince mi ince hilâle bakarak önceden öğrettiği duayı söylerdik birlikte. fısıldayarak.
'ayı gördüm allah, amentübillah, çok günahlarım var, affet allah.'

yollarda tanıdığım bir adam, eski sevgilisini anmıştı dolunay akşamında, pek kimseye anlatmadığı halinden belliydi: 'hâlâ, her dolunayda göğe bakıp onu anarım ve adım gibi bilirim ki o da o anda beni anıyor.' çoluklu, çocuklu, karısını seven, mutlu bir adamdı. gözyaşlarını zor tutmuştu, lafı değiştirip birlikte aya bakmıştık. o günden sonra her dolunayda ben hem onu, hem sevgilisini andım.

gökyüzünü gören evlerde oturmak iyi gelir. ufku açılır insanın, güneşle, ayla olan ilişkisi tazelenir. paylaşma isteğini artıran bir coşku ile hilâlden dolunaya göğe bakıp ötekileri anarsın. kendini ve herkesi affetmeyi dileyerek.