14.1.06

yanlış hayvan: insan



"koltuklarımızda uyuklayan evcil hayvanla, gözümüzden uzak olmasını istediğimiz için kesimini gizli kapılar ardında yapıp, üstelik mikroptan arıttığımız, nesneleştirdiğimiz hayvan arasında anlaşılmaz bir kopukluk var. mezbahalarda ve hayvan yetiştirmede ortaya çıkan teknik yenilikler bizi öyle sanal bir dünyaya yerleştirdi ki, ölümlülerin çoğu, hayvanı artık etten kandan yapılmış canlı bir varlık olarak düşünemiyor. eskiden bir hayvan kesilirken çocuklar önce çığlıklarını işitiyorlar, ardından hayvanın çırpınmasını görüyorlardı, artık yediklerini bir canlı varlıkla birleştiremiyorlar. sanayileştirilmiş çiftliklerde yetiştirilen hayvanların çektiği acılara gittikçe duyarsızlaşma eğilimine, bu bilinçdışı acımasızlığa karşın, bir yandan da gün geçtikçe hayvanı insanın kurbanı saymaya başlıyoruz, eskiden böyle bir şey hiç görülmemişti."
(...)
"insanları iyileştirmek için ortaya konan buluşların hayvanlara uygulanmasını din adamları uzun süre yasakladılar. ünlü hekim hipokrat da insanlara özgü kutsal hekimlik sanatından hayvanların yararlanmasına yanaşmıyordu. ancak 18. yüzyılda, 'üstün' varlıklar için toplanmış bilginin 'aşağı düzeydeki' varlıklara uygulanmasının göze alındığı dönemde veteriner okulları açılmıştır. bunlar, hatırı sayılır sayıda atın ölümüne yol açan, insan sağlığını da tehlikeye düşüren salgın hastalıklarla başedebilmek amacıyla açıldılar."
(...)
"kimileri, ne teni, ne tini bize benzeyen hayvanlarla aramızda koskoca bir uçurum bulunduğunu düşünür. dolayısıyla, sözü ve silahları elinde bulunduran, insan adaletinin önüne dikilme tehlikesine düşmeden, bunlardan yoksun varlığı sömürme ve gebertme hakkına sahiptir. bir topluluğu ortadan kaldırmak istiyorsanız, süreç çok yalındır: toplumsal alanda, özellikle kimi mesleklerle uğraşmasını yasaklayarak, onu kolay zarar görecek hale getirirsiniz, sonra aranandan daha az kavrayışlı olduğunu gösterirsiniz, en sonunda da hani şu zararlı denen -insanda tiksinti uyandıran- hayvanlarla, sıçanla, yılanla ya da tilkiyle arasında benzerlik kurarsınız, o zaman bu insanları ortadan kaldırmak 'ahlaka uygun' olur. kısacası, öteden beri hayvanlara duyduğumuz sevgi ya da nefret öbür insanları dışlamamıza yaradı."

"aynı biçimde, hayvanlarla ilgili bulguları ortaya çıkardıkça, insanın yazgısı da daha kalın çizgilerle belirlenmiş oluyor. hayvanların da bir tarihi var, ama bu tarihi kendi duygularımızla, kafamızdaki tasarımlarla yazıyoruz. hayvanların tarihi, çağa ve yere göre değişen bakışımızın tarihi kısaca. gerçekse başka yerde. hayvanların zihinsel dünyalarında..."

hayvanların en güzel tarihi

t. iş bankası kültür yayınları


------------------------------------------------------------------------------------
not: epeydir düşünüp, biraz bişeyler yazıp bıraktığım konu, hem kuş gribi, hem de kurban bayramı nedeniyle kaçınılmaz oldu. biraz göz gezdireyim derken, 'adamlar söylemişler işte' deyip hepsini bir kenara attım. 'yok insan düşünen hayvandır, konuşan hayvandır' diye sürekli farklılaştırmaya çalışanlara şahane bir tanımı da hatırlatmadan geçemiycem: 'insan, hayvan olmadığını sanan tek hayvandır.'
not:
bu vesileyle alttaki yazıya ek bir mağara resmi kullanmaktan da mutluluk duyduğumu söylemeliyim... :)