22.3.07

akıntıya karşı..



önemli olan neye karşı olduğun değil, neyin yanında olduğun;
özgürlük, aslında gerçekten ne istediğini bilebilmek...

16.3.07

kavramlarla düşünür, hertürlü anlaşırız.



eskişehir anadolu üniversitesi grafik bölümü son sınıf öğrencilerinin bu yılki ilk yarı ödevlerinden biri onur'du. birlikte geçiremedikleri bu son yılın üç ayını çok hüzünle, ama canla başla, onun portfolyosunu hazırlamaya ayırdılar, hocalarının ve bölüm başkanlarının önerisine uyarak.

henüz işin başındaki bir gençten pek de beklenmeyecek derinlikteki, düşünceyi ve mizahı işin içine çaktırmadan katıveren onur'un özenle arşivlediği işlerini, ona yakışan bir özenle sergilediler yarı yılın sonunda. yaka rozetlerinden gülümseyen arkadaşları biraz daha yanlarında olsun diye çalıştılar aslında ama sonuç olarak çok da profesyonelce, hiçbir şeyi atlamadan bir küçük sergi açtılar bölümün içinde.

ailenin, arkadaşların, hocaların katıldığı açılışta bulabildikleri bütün fotoğraflar büyük ekranda bir yaklaşıp bir uzaklaştı. mizah hiç eksilmediği için, ne fotoğraflardan, ne de işlerinden, gözyaşları gülümsemelere yenik düştü. okul koridorlarında atılan uçan tekmeler havada asılı kaldı. hocaları "o artık hep bizim öğrencimiz olarak kalacak." deyince halası, "ne güzel okul bu, mezun olunmaz buradan!" deyişini hatırladı, canı yandı. deftere, kimisi sonuna kadar yaşanmış kimisi gizli kalmış sevgiler, duygular düştü. kırık, dökük, titrek...

ah onur, ah!

şimdi o işler, aylarca uğraşılıp biraraya getirilmiş, bir kısa film misali hazırlanmış dia gösterisi, bir genç sanatçının, herkese nasip olmayacak kabarıklıkta ve her sayfası bir arkadaşının emeği olan portfolyosu yeniden evinde.

o, onur.
onur ünal..

-----------------------------------------------------------------------------------------------
not: yukardaki, onur'un otoportrelerinden biri. o çok sevdiği arabesk motifler ve başlıkta yeralan cümleyle birlikte...

aslında sergi açıldığında yazılacaktı bu yazı. ama malum cumartesi'nin sesi kısık bu aralar. bir problem yok, yazamayınca yazılmıyor işte. bir arkadaşım, "bir ay oldu, yarın da yazmazsan bir daha bakmıycam!" dedikten sonra bile kaç gün geçti, ki okunmak istiyoruz elbette.. istemeyiz kaçıp gitsin sevenler.