30.11.05

yürümek, yüzmek, uçmak



iyi değilim ve sadece bunu söylemek için buradayım. iç dökmeden çok toparlayıp anlatmayı seven biri olarak pek hoşuma gittiğini söyleyemem ama böyle işte.. bu sayfaların tazelenmesinin iyi geleceğini düşündüm, çiçekleri sulamak gibi..
anlatmak için sakinleşmeyi bekliyorum, ama muhtemelen geçtiğinde öldürmeyip güçlendirmiş olacak ve ben şu andaki gibi kuvvetle hissetmeyeceğim için detaylarına girmeden belki bir cümleyle geçiştiricem.
kısaca, 'şehir ve güç savaşları' üzerine bir hikâye aslında, çok da ilginç değil. ben de hikâyenin kendisiyle değil de niye beni dağıttığıyla ilgileniyorum daha çok. bir de 'diğerlerini anlamanın' insanın işini nasıl zorlaştırdığını düşünüyorum bilmem kaçıncı kez ve 'iyilik/kötülük' meselelerinin nasıl da netameli olduğunu..

bugünleri kolaylaştıran birşey oldu ama. penguence'nin yeni sayısı ile uğraşırken penguenlere bakıp durdum. 'imparator penguen'i izlerkenki duygu yeniden benimle. o uçsuz bucaksız buzullar gibi bir ferahlık. herşeye uzaktan bakabilmek ve tüylerinin ışıltısını taa buralardan hissedip okşamak.
akdeniz şiirinin dipnotundan da anlaşılacağı gibi, gidesim var bir süredir. coğrafi değişiklik herkese lâzım. yoksa hayatı tv ekranından ve istiklâl caddesinde değişen taşlardan ibaret sanabiliyor insan. penguenlere gitmek zor görünüyor, yerini tutacak bişeyler bulmalı.

Hiç yorum yok: