12.8.11

adagünlüğü














insan adada kaldıkça kalıyor, kaldıkça kalıyor..
...
hiçkimse yok sanırken etrafta, martılar bile susunca bazen.. sokağın ucunda capcanlı bir pazarda ada insanları. pazar arabalarından trafik sıkışır mı üç adımlık yerde..
...
yağmur
...
masa pencerenin önüne. yeşil evin içine doğru genişliyor.
...
tepedeki müstahkem mevkiden size baktım aziz deniz, yelkenliler, gökyüzü, bulutlar, adalar..
sana da istanbul.
...
"sokakta merhaba diyen yok!" minval bir ada muhabbeti. geçerken verdiğim selama coşkulu karşılık. asıl şikayetçinin değişmeyen ifadesi.
...
geçmişperverlik iyi bişey değil.
...
barbunya ayıklarken janis joplin.. mercedes benz'i benim söylediğimi sansa ya bir komşu. oh tanrım won’t you buy me too.
...
yaz zamanı
...
jj'in geçmişte kaldığını da kim söyledi..
...
komşumun kapısında ayıklanmış kabuklar. bugün adada her sokakta barbunya kokuları.
...
yarın öbürgün güneş ısıtınca, yeniden.. martılar, güvercinler, serçeler, köpeklerle birlikte denize..
...
tatiana'nın çocukluğunun adasından hatırladığı gibi iri, yaşlı başka bir zeus uğurlar akşamları altı numaradan bizi.
...
dolunaya beş kala ay yükseliyor..
...
daha yazın bitmesine çok var.

2 yorum:

zamansiz dedi ki...

internet dunyasının tozlanmis raflarına göz atarken bloglardan ilk baktığım Cumartesi yazılarında sesinizi duymak sürpriz oldu, ozlemisim Cumartesi yazılarını...

cumartesi dedi ki...

kim demiş tozlandığımızı.. zaman dediğin nedir ki. sevindim ben de sizin sesinizi duyduğuma. hadi yazalım. :)