5 eylül
akıntıya karşı yüzmek, bin cephede on bin savaş. yorucu evet.
6 eylül
montreal film festivali'nde büyük ödül, türkiye'de minimum seyirci. uzaktaki ateşe bakmak daha kolay olur, yakmaz!
***
bar
taburelerini sevmem. saçlarımı savura savura gider en öndeki masaya da
otururum. çevreye verdiğim rahatsızlık için özür dilemem gerektiğini
düşünmeyeli epey oldu. darısı yenilerin başına..
7 eylül
istanbul dediğin, matkap sesiyle uyuyup hilti sesiyle uyanmak..
bitmez tükenmez bir inşaat.
iyi birşeye doğru evrildiğini bilsek gam yemiycez. heyhat..
bitmez tükenmez bir inşaat.
iyi birşeye doğru evrildiğini bilsek gam yemiycez. heyhat..
8 eylül
hangi
kanalı açsam karşımda bir metin erksan filmi. çevrildikleri zaman
seyredilmemeyi bir yana bıraktım, yıllardır adını anan yokken.. ölü
sevicilikte üstümüze yok billahi.
ve de sevmek zamanı'nın ne acayip bir atmosferi var ki, güllük gülistanlık ada akşamında dışarda yağmur yağıyor sanıp duvardaki resimlere göz ucuyla bakıverdim. biraz dikkatle baksam denizde uzakta bir kayıkta görüvericem halil ile meral'i.
ve de sevmek zamanı'nın ne acayip bir atmosferi var ki, güllük gülistanlık ada akşamında dışarda yağmur yağıyor sanıp duvardaki resimlere göz ucuyla bakıverdim. biraz dikkatle baksam denizde uzakta bir kayıkta görüvericem halil ile meral'i.
***
burgazada'nın çocukları, 6-7
eylül'ün arifesinde evlerinde..
o vahşet günlerinde, denizden adaya çapulcuların,
yağmacıların sokulmamış olmasının gizli gururunu da taşıyan arkadaşları
karşıladılar onları. ağlayarak indikleri adada hüzünlü ve neşeli bir
hafta geçirdiler. iki sene sonra yine hasret giderecekler.
biz bu arada daha kimleri kovarız, daha nasıl yoksullaşırızın peşindeyiz..
geçmişin sıkıntıları, ancak ders alınırsa anlamlı.
biz bu arada daha kimleri kovarız, daha nasıl yoksullaşırızın peşindeyiz..
geçmişin sıkıntıları, ancak ders alınırsa anlamlı.
9 eylül

önce bulvarı açıp yara gibi sınıf farkı yarat, köyünden, ülkesinden edilmiş mültecilere, yolun karşısına geçemezsin psikolojisini ver. sonra 'vay girmeye korkuyoruz, hadi bunları buradan da atalım.' küfür niyetine kullanabiliriz artık: sensin kamu..
nereye kadar bilmiyorum ama, diren tarlabaşı!
13 eylül
mahallenin tanıdık son düğünü. sabah dokuzda neredeyse bir klüp ritmiyle aklım oraya gidiyor, ayaklarım dönüyor.
***
***
taraf tutmadan varolmaya çalışan kadınların sesi kesilmesin diye..
kadın pasajında erkek kahvesi açıp tacize devam edenler edemesin diye..
gazin, köylere gidip oradan çıkamayan kadınlara ulaşabilsin, onların sesini size ulaştırabilsin diye.
14 eylül
amed yolunda.
18 eylül
bu muktedir yöntemler, bu nefret dilinin içinde şaşırıyor muyuz? sizin var mı hep birlikte ölüme gitmek için bir haysiyet meseleniz? ve o ailelerden geriye kalanlar ve hatta gidenler 'bitsin bu iş, barış gelsin' derken kâhir çoğunlukla, siz hâlâ barışın gelmesini bir tarafın kazanması olarak mı görüyorsunuz? bitince geriye kalan travma ile boğuşacağımız onyıllar var. cümleten geçmiş olsun.
***
futbol
eğlenceli bişey cidden. bir vakıf ve bir kooperatif üyesi kadınlar arası maçta, bizden mızmız ve göstermelik oyun bekleyenler
avuçlarını yaladı. çoğunun sıfır olan futbol bilgisiyle mücadelesi
yerinde bir maçtı. birkaç gün süren bacak ağrısı geçti. adrenalin
isteğiyle yeni maçlara bakıyoruz artık. takım sporunda lafı bile olmaz ama
gol de attım ayıptır söylemesi.
19 eylül
bütün memlekette çocukların içli dışlı inşaatı bitmemiş okullarda
eğitime başlamasından söz edilince içimden yine tekrarladım:
her yer van, hepimiz suç ortağı.
her yer van, hepimiz suç ortağı.
24 eylül